Sosyal Medya

Güncel

O körpe bakire E-5’e çıktığında neredeydiniz

Malumunuz, Yunan mitolojisinde adalet ve düzen tanrıçası olan Themis adaletin simgesidir. Bir elinde caydırıcı gücün simgesi "kılıç," bir elinde adil olmanın simgesi "terazi" vardır. Gözleri de bağlıdır ki, kimseciklerden sinyal almasın, yani, "tarafsız" olsun. Bir de, "bağımsızlığının" simgesi olarak bakiredir.



Salih Tuna - SABAH

KılıçdaroÄŸlu'nun Maltepe'deki mitinginde kocaman bir Themis pankartı açılmış.
Yılmaz Özdil arkadaşımız dün yazdı da öğrendim.
Sevindim.
Ne güzel, Allah nazarlardan korusun.
Malumunuz, Yunan mitolojisinde adalet ve düzen tanrıçası olan Themis adaletin simgesidir.
Bir elinde caydırıcı gücün simgesi "kılıç," bir elinde adil olmanın simgesi "terazi" vardır.
Gözleri de bağlıdır ki, kimseciklerden sinyal almasın, yani, "tarafsız" olsun.
Bir de, "bağımsızlığının" simgesi olarak bakiredir.

***

Ah o bakire Themis!..
28 Şubat'ta garnizonda paşalardan brifing yedikten sonra gözleri nasıl da fettan olmuştu!
Sonra da...
Pijamalı medya patronlarının, kart ve çakal liberallerin, darbeye aÅŸeren paÅŸaların masalarında konsomasyon "hizmeti" vermeye baÅŸlamıştı.

***

"Themis" konsomatris olarak "hizmet" verdiÄŸi süreçte, bir ÅŸiir okudu diye, dönemin Ä°stanbul BüyükÅŸehir Belediye BaÅŸkanı ErdoÄŸan mahpus damını boyladı.
Biri gazete (Selam) diğeri dergi (Tevhid) olan iki yayın organından örgüt ("Selam Tevhid Örgütü") üretip onlarca gazeteci işkencelerden geçirilip yıllarca mahpus damında çürütüldü.
Bugün "gazeteciler içerde" diyen CHP'lilerden hiçbiri o vakit ağzını açmadı.

***

Ya "adalet" diye bugünlerde yollara düşenler...
FETÖ firarisi E.
Dumanlı henüz piyasaya çıkmamış kitabı "örgütlü suç" ÅŸeklinde nitelendirdiÄŸi, "Soner Yalçın, Nedim Åžener... psikolojik harbin birer parçası... bu ülkede her gazeteci, gazeteci deÄŸil..." (7 Mart 2011, Zaman) dediÄŸi dönemde nerelerdeydiler?
Hani...
Ahmet Altan, "Gazetecilikten tutuklanmadılar" manşetini attığı dönemde.
Hani...
Kuddusi Okkır'lara mahpus damının teneÅŸir yapıldığı dönemde.
Hani...
Dönemin Genelkurmay BaÅŸkanı Org.
Başbuğ'un silahlı terör örgütü kurmak iddiasıyla mahpus damına tıkıldığı dönemde.
Neredeydiler?
Sözgelimi, Ankara'dan İstanbul'a yürümek akıllarına neden gelmedi?
Kendi sosyolojilerinin gazını almak için "mırmır" etmenin ötesine neden geçmediler?
Öteye geçmek şöyle dursun, FETÖ'nün muhafazakâr sosyolojiyi konsolide etme ihtiyacını da bu "mırmırlarla" karşılamış oldular.

***

Nasıl ki 15 Temmuz'da TSK üniformalı teröristler savaÅŸ uçağı ve tanklarla saldırıya geçti, 17-25 Aralık 2013'te de FETÖ'nün yargıç cübbeli teröristleri saldırıya geçmiÅŸti.
KılıçdaroÄŸlu bu yargı darbesinden elde ettiÄŸi tapeleri Meclis kürsüsünden okudu durdu.
Ne zaman ki...
Fetullah'ın talimatları doÄŸrultusunda Yargıtay'dan Danıştay'a kadar kaç üyeyi nasıl yerleÅŸtirdiklerini itiraf eden eski HSYK'nın FETÖ'cü BaÅŸkanvekili Ahmet Hamsici'lerin yerine (Atatürkçü, solcu, ülkücü, Alevi ve Sünni muhafazakârlardan müteÅŸekkil) Yargıda Birlik Platformu HSYK seçimlerini kazandı, memlekette ne kadar "muhalif" varsa "adalet elden gitti" yaygarasını baÅŸlattı.
FETÖ "teknik nakavt" düzeyine eriştiğinde...
Yani...
Körpe bakiremiz Themis bağımsızlığından, tarafsızlığından soyunup (MÄ°T TIR'larını durduracak kadar) E-5'e çıktığında KılıçdaroÄŸlu ve tayfası nerelerdeydi?

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.